BİZİM ÇOCUKLAR MI? BİZİM GENÇLER Mİ?
Bizim Çocuklar mı, Bizim Gençler mi?
Sorularına cevap ararken, Milli Takımlarımıza Oyuncu Seçim Kriterlerimize, Gelişim Liglerinde yaşanan boşluk ve yansımaları hakkında düşüncelerimi cümlelere dökme gereği duydum.
Son katıldığımız Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası Elemelerinde A-Milli Takımımıza davet edilmiş 38 oyuncuyu inceleyerek bir sonuca varmaya çalıştım. Ve ortaya aşağıdaki tablo çıktı.
Tabloda görüldüğü üzere sadece 1 oyuncumuz çocuk yaşlarında ( Abdülkadir Ömür ) ilk defa U-14 Milli Takım kategorisinde forma giymiş!
Hele ki 15 Yaş 264 günle Türk Asıllı Futbolcu Enes Sali’nin Romanya A-Milli Takım formasını geçen hafta ilk kez giyerken Avrupa'da rekorun yeni sahibi olduğu tüm Dünya’da konuşulmuşken.
Uluslararası organizasyonlar da en küçük yaş grubu tüm ülkeler için U-14 olarak kabul edilse de, bir çok Avrupa ülkesi yaptığı bölgesel seçmeler ile daha küçük yaşlarda Milli Takımları için gelecekte forma giyme potansiyeli taşıyan oyuncularını belirlemekte, düzenledikleri bölge karmaları turnuvaları ile de bu oyuncuların gelişim süreçlerini takip etmektedirler.
Özellikle uzun yıllardır açıklanan genç milli takım kadrolarını dikkatle takip eden herkesin gözüne takılmıştır. Oyuncularımızın doğum tarihlerinde tesadüf odur ki, her listede bir çok 01.Ocak doğumlu oyuncular vardır.
Aynı durum A-Milli takımımızın güncel ve geniş kadrosunu oluşturan 38 oyuncu içinde sadece 1 oyuncumuzda ( Ersin Destanoğlu ) göze çarpmaktadır. Bu noktadan hareketle Genç Milli Takımlarımızda son yıllarda, hatta uzun zamandan beri günü kurtarmak, maç ve turnuva kazanmak uğruna oynatılan 01.Ocak doğumlu oyuncuların uzun vadede A-Milli Takımımızda yer bulamadığı gerçeğini ortaya koymuştur.
Oysaki oyuncu seçme kriterlerimizde rakiplere sağlanacak Fiziksel üstünlük yerine, oyuncularımızın Potansiyellerine odaklanılsaydı büyük ihtimalle A-Milli Takımımızın kadrosunda küçük yaşlarda forma giymiş oyuncularımızın sayısı da daha fazla olacaktı.
Bugün A-Milli Takım geniş kadromuzda bulunan oyuncularımızdan, U-15 Kategorisinde Milli Takıma davet edilen 4 Oyuncunun 3’ü kendi A-Takımlarının formalarını küçük yaşta giydikleri için (Taylan Antalyalı ve Salih Uçan Bucaspor, Okay Yokuşlu Altay) dikkat çekmişti, genç milli takım daveti almalarının da bir seçme başarısı olmadığını düşünmekteyim. Benzer durum yine U-15 daveti alan Ozan Kabak için de geçerlidir. Kendisi küçük yaşta Galatasaray A-Takımı ile antrenmanlara başlamış ve dikkatleri üzerine çekmiştir.
Bu pencereden bakmayı başarabilen futbol ailemizin tüm paydaşları yaklaşık olarak son 10 yıldır, U-14 ve U-15 Milli takımlarımızdan seçme başarısı diye söz edeceğimiz oyuncumuzun olmadığını görecektir.
Bu açıdan değerlendirdiğimde ise, Milli Takımlarımıza Oyuncu Seçme Kriterlerimizin gözden geçirilmesi, daha katılımcı bir şekilde potansiyeline inanılan oyuncularımızın maç veya turnuva kazanmaktan çok geleceğine odaklanılması kaçınılmaz olmuştur.
Uzun vadede A-Milli Takımımız oyuncu havuzunun genişletilmesi adına bazı çalışmalar yapılmakta. Bu sezon gösterdikleri performans ile dikkatleri üzerine çeken 4 oyuncu konuşulmakta. Bu oyuncuları incelediğimde; Deniz Undav (Belçika/Union SG), Görkem Sağlam (Hollanda/William II), Elayis TAVŞAN (Hollanda/ NEC Nijmegen), Umut Bozok (Fransa/ FC. Lorient - Kasımpaşa'da Kiralık) isimleri karşıma çıkıyor. İçlerinde sadece 1996 doğumlu Umut Bozok’un 2012 yılında U-17 kategorisinde Milli Formamızı giydiği görülmekte. Adı geçen diğer 3 oyuncu gelecek günlerde A-Milli takımımıza davet alırsa; Onlarda ilk defa A-Milli Takım seviyesinde milli formamızı giyecek. Keza U-16 Kategorisinden beri Hollanda Milli takım forması giyen, Milli Formamızı tercih edip etmeyeceği konusunda en yetkili ağızlardan duyduğumuz belirsizliği de düşünüp Ferdi Kadıoğlu'nu da eklersek son yıllarda Avrupa’da yaşayan Türk Oyuncuların takip ve ikna konusunda yapılanmanın da üretken olmadığını göreceğiz.
Bir başka önemli konu ise, tüm Dünyada Covid-19 salgını etkisi ile tüm faaliyetler durma noktasına gelmiş, ancak zaman içinde tüm sektörler yavaş yavaş normalleşme süreçlerine girdiği halde, ülkemizde özellikle Futbol organizasyonlarımız Alt Ligler ve Genç Takımlar seviyesinde büyük bir boşluk yaşanmıştır.
Pandemi etkisi Mart 2020’den beri görülmekte ve bu tarihten itibaren nerdeyse durma noktasına gelen genç takımlarımızın futbol organizasyonu Gelişim Ligleri yeni yeni başlasa bile, uygulanan seyirci kısıtlamaları ile maçlar oynanıyor mu? - Oynanıyor havasında geçmekte.
Oyuncuların gösterecekleri gelişim gelecek adına şüphe ve merak uyandırmaktadır!
Seyirci baskısı ile karşılaşmanın da oyuncularımızın gelişimine etki eden faktörlerden biri olduğu göz ardı edilmektedir.
Gelişim Liglerinin U-19 Play-off sürecinde TV'den yayınlanması birçok genç oyuncu için büyük bir fırsata dönüşmüştü. Çeşitli platformlardan maç yayının konuşulması, hatta ligde bazı maçların A-Takım maçlarından önce oynanması fikri birçok futbolseveri heyecanlandırmıştı. Ancak bu fikrin bir zorunluluk olması yerine ev sahibi kulübün tercihine bırakılması, şimdilerde acaba bu uygulamayı ilk hangi kulüp yapacak merakı uyandırmaktan öteye gitmedi.
Oyuncuların canlı veya TV'den izlenemediği bir ortamda yeni yeteneklerin keşfedilme ihtimalleri de her geçen gün azaltmaktadır!
Oyuncu gelişimini etkileyen tüm bu detayların hem kulüplerimiz, hem de Milli Takımlarımızın geleceği adına olumlu / olumsuz etkisi zaman içinde görülecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder