MERAK EDİYORUM !

 2020-21 Sezonunu oynanacak Play-off maçları ile bitirmek üzereyiz.

Konunun başlığı sezon değerlendirmesi olsaydı, birçok açıdan yaklaşıp soru sorabilecek çok şeyler bulabilirdim. Özellikle bu sezon yaklaşık 7 ay boyunca, oyun dışında kalmış bir çocuğun hissettiği şekilde izledim lig maçlarını.

Aslında oyunun Teknik-Taktik Analizler, Atletik Performans, Psikolojik boyutları, Pandemi şartları, Müsabaka Takviminin yoğunluğu, sağlık ve sakatlık problemleri, Trübünlerin seyircisiz, heyecansız hali (bazı maçlar için geçerli değil !), konuşulacak yazılacak o kadar çok konu biriktirdim ki, karar vermekte zorlanırım. 

Sadece müsabakaları değil, aynı zamanda odak noktası Futbol ve Gelişimi olan birçok yazılı ve görsel yayını takip ediyorum. Bu konuları ele alan, değerli fikirlerini paylaşan herkesin de görüşlerini saygı ile izler ve dinlerken, ilgi ile okurken dikkatimden kaçan noktaları da bir şekilde ders notu gibi biriktiriyorum. Sezonun genelinde saha içi ve saha dışında emek veren, mücadele eden futbol ailemizin tüm paydaşlarına teşekkür ediyorum.



Bu yazıyı yazma sebebim başlıkta belirttiğim gibi gerçekten merak ettiğim ve belki de üzerinde en az konuşulan konu. Aslında, 2019-20 sezonunda yaygınlaşan, 2020-21 sezonunda ise artık hayatımızda birçok sıkıntı gibi normalleşmiş hale gelen Diplomasız Teknik Direktörler ve bu sorun her geçen gün artarak devam ederken, Federasyonumuzun 02.07.2018 tarihinden bugüne yaklaşık 3 yıldır açmadığı UEFA PRO LİSANS KURSU.

Size sorunun hangi boyutta olduğunu bazı rakamlar ile desteklemek ve çözüm önerimi  sunmak istiyorum.

TFF 1.Lig ve Süper ligimizde son 2 sezonda, 23 farklı arkadaşımız, 27 farklı kulüpte diplomaları olmadığı halde Teknik Direktör sıfatı ile görev yaptı. Yerli-yabancı ayrımının her türlüsüne karşı bir futbol insanı olarak, bu sorun sadece yerli meslektaşlarımız için düşünürken, sezon sonuna doğru artık yabancı diplomasız teknik direktörümüz de oldu.

Ayrıca bu görevlendirmelere en çok tepki vermesi gereken kişilerin, özellikle istihdamları azalan Diplomalı Teknik Direktörlerimiz olduğunu düşünürken, tüm meslektaşlarımızın temsil sorumluluğunu üstlenen Antrenörler Derneğimizin ise konuya müdahil olmamasını anlamakta zorlanıyorum.

Bu sorun herkes tarafından bilinirken, çözüm için yapılması gereken ise aslında çok basit.

 Türkiye Futbol Federasyonu’nun Ağustos – 2018’de yayınladığı, yürürlükte olan ve buna istinaden  başvuru yeterliliği elde ettikten sonra, başvurularımızı gerçekleştirdiğimiz “TEKNİK ADAMLARIN EĞİTİMİ ve SINIFLANDIRILMASI TALİMATI” nın 15.sayfasında belirttiği “EK-1 UEFA PRO LİSANS KURSU BAŞVURU PUANLAMA TABLOSU” Kriterlerinin ilgili formül esasına uygun şekilde Görev Gün ve Görev Katsayılarının uygulanarak, ben dahil birçok meslektaşımın da beklediği gibi adaletli bir şekilde Kursiyerlerin belirlenmesi ve  Teknik Direktör Kursu’nun biran önce açılması ile sorun çözülecektir. Ülke Futbolumuza ve mesleğe emek vermiş, liyakat sahibi yeni isimlerin kazandırılması adına da doğru bir yol izlenmiş olacaktır.



Ayrıca yürürlükteki formülün vereceği sonuçları düşünecek olursak, kursun açılmadığı her geçen gün, güncel olarak çalışan antrenörlere avantaj yaratırken, mevcut istihdam ve pandemi koşulları, oynanmayan ligler gibi birçok sıkıntı sebebi ile çalışacak kulüp bulamayan, başvurusunu yapmış antrenörler için dezavantaj yaratmakta ve haksız rekabete yol açmaktadır.  Bu değerlendirmenin şeffaflığı da en kritik ve merak edilen bir başka konudur. 



Ülke Futboluna Yurt İçi ve Yurt Dışında 2002 yılından bugüne 19 yıldır, her kademesinde hizmet etmiş bir Futbol Antrenörü olarak, kariyer planlarımı şekillendirmek için en önemli noktalardan biri olan, davet beklediğim kursun ne zaman açılacağını gerçekten MERAK EDİYORUM.

Saygılarımla.

Serhat GALİMANE – 17.05.2021

Yorumlar

Geçmiş Yazılarım